“Terbiyesiz
Arkeolog size bir sofra kuruyor!” Bu
sofrada kimler yok ki; ateşi bulan Homo Erectus’tan gösteriş budalası
imparatorlara, ölümsüz Tanrı ve Tanrıçalardan hayatını kaybedenlere, büyük
liderlerden kimi efsanevi karakterlere hatta kölelere…Üstelik
bu sofra öyle geniş ki, Mezopotamy..
Çoğu
kez imreniyorum sana biliyor musun?Keşke
ben de geçmişime gidebilsem. Bayramlarda ya da özel günlerde de olsa ziyaret
edebilsem onu. Karşıma alıp hesap sorabilsem ondan. Suçumu yüzüme yüzüme
vurabilsem mesela. Geçmişime olan öfkemi kusabilsem. Bazen düşününce anlıyorum ki bütün suç onu..
Bir zaman sonra farkına vardı ki kendisinde gördüğü yalnızlık, aslında bütün insanların ortak kaderiydi. Öyle yaşıyorlardı ki sanki öyle değilmiş, çok mutlularmış ve her şey pek güzelmiş… Hayır, artık aldanmak, kendini aldatmak istemiyordu. İnsan bir kere gerçeği gördükten sonra ne kadar kandırabili..
Sevdiğimiz insanların kaybı bizi
derinden etkiler. Onların ardından kalan, onlar için özel olan eşyalarını iyi
bir şekilde değerlendirmek, özenle saklamak isteriz.
Dedesinden torununa miras kalan
şiirlerin derlendiği, yadigâr kalacak bir kitap...
Hiçbir şey “Giderlerse
gitsinler,” demek kadar kolay değildi. Bavulunu alıp yeterince bilmediğin, gezmek için bile gitmediğin bir ülkeye yerleşip orada
tutunmak, oraya dâhil olmak…Kendini,
zamanla yıkanmaktan rengi değişen, solan bir giysideki yama gibi görmek… Bedeli
hayli ağır ait olmadığın bi..
Çünkü insanın sefaleti, utancıdır! İnsanın
cehennemi utancıdır! Ve insan en çok bu utancın içinde gelişebilir. Hani benim
hileli, sarhoş masalarında; senin de o adını sayıklayıp durduğun kadının
hülyasında çürüdüğün gibi.İşte bizim çürüyüşlerimiz de onlardı!
Acı da verse bu bizim ş..
“Kararları devlet alır, bedelini halk öder…” «Doğup büyüdüğün topraklara bağlılığını ne kadar
anlamaya çalışsam da aileni böyle bir uçurumun kenarına sürüklemeni aklım bir
türlü almıyor canım babacığım. Ne kadar korkusuz ve cesur
olduğunu bilmeme rağmen göze aldıklarının, hayatta en&nbs..